سورة
المدثر بسم
الله الرحمن
الرحيم
445- Müddessir 1 – 4
أنا محمد بن
رافع نا حجين
بن المثنى نا
الليث عن بن
شهاب قال سمعت
أبا سلمة بن
عبد الرحمن يقول
أخبرني جابر
بن عبد الله
أنه سمع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول ثم فتر
الوحي عني
فترة فبينما
أنا أمشي سمعت
صوتا بين
السماء
والأرض فرفعت
بصري قبل
السماء فإذا
الملك الذي
جاءني بحراء
قاعد على كرسي
بين السماء
والأرض فجئت
فرقا حتى هويت
إلى الأرض
فجئت أهلي
فقلت زملوني
زملوني
فدثروني
فأنزل الله عز
وجل { يا أيها
المدثر قم
فأنذر وربك
فكبر وثيابك
فطهر والرجز
فاهجر } قال
أبو سلمة
الرجز
الأوثان ثم
حمي الوحي
وتتابع
[-: 11567 :-] Cabir b. Abdiılahı
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Vahyin bir müddet
kesilmesinden sonra bir ara yürürken gökle yer arasında bir ses işittim. Başımı
gökyüzüne doğru kaldırdığımda Hira'da bana gelen meleğin gökle yer arasında bir
kürsüde oturduğunu gördüm. Korkudan neredeyse yere düşecektim. Aileme gelip:
''Beni örtünüz, beni örtünüz'' dedim. Onlar da beni örttüler ve Yüce Allah:
''Ey örtüye bürünen! Kalk da uyar. Rabbini yücelt. Elbiseni tertemiz tut. Kötü
şeyleri terket.'' (Müddessir 1, 2, 3, 4) ayetlerini indirdi -Ebu Seleme der ki:
Kötü şeylerden kasıt, putlardır- Sonra vahiy peş peşe,gelmeye başladı"
buyurduğunu bildirir.
Tuhfe: 3152
Diğer tahric: Buhari
(4, 3238, 4922, 4923, 4924, 4925, 4926, 4954, 6214); Müslim 161 (255,256,257,
258); Tirmizi (3325); Ahmed, Müsned (14287); İbn Hibban (34, 35).
أخبرني
محمود بن خالد
نا عمر عن
الأوزاعي قال حدثني
يحيى بن كثير
قال سألت أبا
سلمة أي
القرآن نزل
قبل قال يا
أيها المدثر
قلت أو اقرأ
اسم ربك العلق
قال سألت جابر
بن عبد الله
أي القرآن نزل
قبل يا أيها
المدثر قلت أو
اقرأ باسم ربك
قال جابر ألا
أحدثكم بما
حدثنا به رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم جاورت بحراء
شهرا فلما
قضيت جواري
نزلت فاستبطت
بطن الوادي
فنوديت فنظرت
أمامي وخلفي
وعن يميني وشمالي
فلم أر شيئا
ثم نوديت
فنظرت أمامي
وخلفي فلم أر
شيئا ثم نوديت
فنظرت أمامي
وخلفي وعن
يميني وعن
شمالي فلم أر
شيئا ثم نظرت
إلى السماء
فإذا هو على
العرش في
الهواء
فأخذتني رجفة
فأتيت خديجة
فأمرتهم
فدثروني
فأنزل الله عز
وجل { يا أيها
المدثر قم
فأنذر وربك
فكبر وثيابك
فطهر } قال أبو
عبد الرحمن
خالفة شيبان
[-: 11568 :-] Yahya b. Ebi Kesir
anlatıyor: Ebu Seleme'ye: "Kur'an'ın hangi bölümü daha önce
inmiştir?" diye sorduğumda o: "Ey örtünüp bürünen" (Müddessir1)
dedi. Ben: "''Yaratan Rabbinin adıyla oku'' (Alak 1) suresi olmasın?"
deyince, şöyle karşılık verdi: Cabir b. Abdillah'a; "Kur'an'ın hangi
buyrukları daha önce indi?" diye sordum, Cabir; "Ey örtünüp
bürünen" (Müddessir1) dedi. Ben: "Ya da ''Yaratan rabbinin adıyla
oku'' (Alak1) suresi" deyince, şöyle karşılık verdi: "Size Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in anlattığını bildireyim mi?"
Allah'ın Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hira'da bir ay kadar kaldım.
Oradaki ibadetimi
bitirince indim ve vadinin iç tarafından yürümeye koyuldum. Bana seslenilince,
önüme, arkama, sağıma, soluma baktım, hiçbirşey göremedim. Sonra yine bana
seslenilince, tekrar önüme ve arkama baktım, fakat kimseyi göremedim. Sonra
tekrar buna seslenilince önüme, arkama, sağıma ve soluma baktım bir şey
göremedim. Sonra gökyüzüne baktığımda o (CibriZ) havada tahtın üzerinde
duruyordu. Beni şiddetli bir titreme tuttu ve Hatice'ye gidip beni örtmelerini
söyledim, onlar da üstümü örttüler, Yüce Allah da: ''Ey örtüye bürünen! Kalk da
uyar. Rabbini yücelt. Elbiseni tertemiz tut'' (Müddessir1, 2, 3,) ayetlerini
indirdi" buyurdu.
Tuhfe: 3152
أنا الربيع
بن محمد بن
عيسى نا آدم
نا شيبان عن
يحيى بن كثير
قال حدثني
إبراهيم بن
عبد الله بن
قارظ الزهري
أن جابر بن
عبد الله
أخبره أن أول
شيء نزل من
القرآن يا
أيها المدثر
قال جابر سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول
جاورت بحراء
فلما قضيت
جواري أقبلت
في بطن الوادي
فنادي منادي
فنظرت عن
يميني وشمالي
وخلفي فلم أر
شيئا فنظرت فوقي
فإذا جبريل
جالس على عرش
بين السماء
والأرض فجئثت
منه فأقبلت
إلى خديجة
فقلت دثروني
دثروني
فدثروني
وصبوا علي ماء
باردا فأنزل
يا أيها
المدثر
[-: 11569 :-] Cabir b. Abdillah
bildiriyor: Kur'an'dan ilk nazil olan şey: "Ey örtünüp bürünen" (Müddessirl)
suresidir. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Hira'da bir ay
kadar kaldım. Oradaki ibadetimi bitirip vadinin iç tarafına yönelince birinin
bana seslendiğini duydum. Sağıma, soluma ve arkama baktım, hiçbirşey görmedim.
Yukarıya baktığımda Cibritin gökle yer arasında tahtın üzerinde oturmuş
olduğunu gördüm. Ondan korktum ve' Hatice'ye gidip: ''Beni örtünüz, beni
örtünüz'' dedim, onlar da üzerime soğuk su döktüler. Yüce Allah da: ''Ey örtüye
bürünen!'' (Müddessir1) suresini indirdi" buyurduğunu işittim.
Tuhfe: 2212
سورة
القيامة بسم
الله الرحمن
الرحيم
446- Kıyamet Suresi
أنا قتيبة بن
سعيد نا أبو
عوانة عن موسى
بن أبي عائشة
عن سعيد بن
جبير عن بن
عباس في قوله {
لا تحرك به
لسانك لتعجل
به } قال كان
النبي صلى الله
عليه وسلم
يعالج من
التنزيل شدة
كان يحرك
شفتيه قال لي
بن عباس أنا
أحركهما لك
كما كان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم يحركهما
قال سعيد وأنا
أحركهما كما
كان بن عباس
يحركهما فحرك
شفتيه فأنزل
الله عز وجل {
لا تحرك به
لسانك لتعجل
به إن علينا
جمعه وقرآنه }
قال جمعه في
صدرك ثم نقرأه
{ فإذا قرأناه
فاتبع قرآنه }
قال فاستمع
وأنصت فكان رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إذا
أتاه جبريل استمع
فإذا انطلق
جبريل قرأه
كما أقرأه
[-: 11570 :-] Said b. Cubeyr'in
bildirdiğine göre İbn-i Abbas: "Onu (ezberlemeyi) çabuklaştırmak için
dilini onunla kıpırdatma" (Kıyamet 16) ayet hakkında der ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Cibrll kendisine bir vahy getirdiğinde indirilen
vahiy ona nisbeten ağır geliyordu. O bakımdan dudaklarını klpırdatıyordu. İbn-i
Abbas bana dedi ki: "Şimdi ben dudaklarımı Allah'ın Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) nasıl kıpırdatıyor idiyse öylece kıpırdatıyorum." Said
de:
"Ben
de İbn-i Abbas dudaklarını nasıl kıpırdatıyor idiyse öylece
kıpırdatıyorum" deyip, dudaklarını kıpırdattı. Bunun üzerine Yüce Allah:
"''Onu (ezberlemeyi) çabuklaştırmak için dilini onunla kıpırdatma. Çünkü
onu toplamak ve onu okutmak Bize düşer'' (Kıyamet16- 17) ayetlerini indirdi. O
halde Biz, onu okuduğumuz zaman sen dinle ve sus!" (İbn-i Abbas) dedi ki:
Bundan dolayı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bundan sonra Cibril
kendisine geldi mi susup dinlerdi, Cibril gitti mi Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kendisine okuttuğu şekilde vahyi okurdu.
Tuhfe: 5637
1009'da tahrici
geçmişti. ,
أنا أحمد بن
سليمان نا
عبيد الله بن
موسى أنا إسرائيل
عن أبي إسحاق
عن سعيد بن
جبير عن بن
عباس في قوله {
لا تحرك به
لسانك لتعجل
به } قال كان
يحرك لسانه
مخافة أن يفلت
منه
[-: 11571 :-] Said b. Cubeyr'in
naklettiğine göre, İbn-i Abbas: "Onu (ezberlemeyi) abuklaştırmak için
dilini onunla kıpırdatma" (Kıyamet16) ayet hakkında şöyle dedi:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) unutma korkusuyla Kur'an nazil
olurken onu okumaya çalışırdl.''
Tuhfe: 5591
1009'da tahrici
geçmişti.
أنا أحمد بن
عبدة عن سفيان
عن عمرو عن
سعيد هو بن
جبير عن بن
عباس قال كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم إذا نزل
القرآن عليه
يعجل
بقراءتها ليحفظه
فأنزل الله عز
وجل { لا تحرك
به لسانك } إلى
قوله { وقرآنه }
[-: 11572 :-] Said b. Cubeyr'in
naklettiğine göre İbn-i Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kendisine Kur'an nazil olduğu zaman onu ezberlemek için okumakta acele ederdi.
Bunun üzerine Yüce Allah: "Onu (ezberlemeyi) çabuklaştırmak için dilini
onunla kıpırdatma. Çünkü onu toplamak ve onu okutmak Bize düşer"
(Kıyamet16-17) ayetlerini indirdi.
Tuhfe: 5585
1009'da tahrici
geçmişti.
قوله
تعالى وجوه
يومئذ ناضرة
إلى ربها
ناظرة
447- "Yüzler
Vardır Ki, O Gün lşıl ışıl Parıldayacaktır. Rablerine Bakacaklardır (O'nu
Göreceklerdir)" (Kıyamet 22- 23)
أنا محمد بن
عبد الأعلى نا
محمد يعني بن
ثور عن معمر
عن الزهري عن
عطاء بن يزيد
الليثي عن أبي
هريرة قال قال
الناس يا رسول
الله هل نرى ربنا
يوم القيامة
فقال النبي
صلى الله عليه
وسلم هل
تضارون في
الشمس ليس
دونها سحاب
قالوا لا قال
هل تضارون في
القمر ليلة
البدر ليس
دونه سحاب
قالوا لا يا
رسول الله قال
فإنكم ترونه يوم
القيامة كذلك
[-: 11573 :-] Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre insanlar: "Ey Allah'ın Resulü!
Kıyamet günü Rabbimizi
görecek miyiz?'' diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bulutun olmadığı bir zamanda Güneş'i görmekte zorlanır mısınız?"
dedi. Halk: "Hayır" cevabını verince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Ayın on dördünde bulutun olmadığı bir anda Ay'ı görmekte zorlanır
mısınız?" diye sordu. Halk yine: "Hayır, ey Allah'ın Resulü!''
karşılığını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kıyamet
günü de Rabbinizi böylece göreceksiniz" b uyurdu.
Tuhfe: 14213
730'da tahrici
geçmişti.
أخبرني
إبراهيم بن
يعقوب نا أبو
النعمان نا أبو
عوانة وأنا
أبو داود نا
محمد بن
سليمان نا أبو
عوانة عن موسى
بن أبي عائشة
عن سعيد بن جبير
قال قلت لابن
عباس أولى لك
فأولى قاله
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم وأنزله
الله عز وجل قال
قاله رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ثم
أنزله الله
اللفظ
لإبراهيم
[-: 11574 :-] Said b. Cubeyr der ki:
İbn-i Abbas'a: "Sana yazıklar olsun, yazıklar!" (Kıyamet 34) sözünü
önce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyledi de sonra Yüce Allah mı
indirdi?" diye sordum. İbn-i Abbas: "Bunu önce Allah'ın Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyledi, sonra Yüce Allah indirdi" dedi.
Lafız ibrahim'indir.
Tuhfe: 5638
Diğer tahric: Taberani
M el-Kebir (12298).
سورة
الإنسان بسم
الله الرحمن
الرحيم
448- İnsan Suresi
أنا علي بن
حجر أنا شريك
عن المخول بن
راشد عن مسلم
البطين عن
سعيد بن جبير
عن بن عباس أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم كان يقرأ
في صلاة الصبح
يوم الجمعة
تنزيل السجدة
وهل أتى على
الإنسان
[-: 11575 :-] İbn-i Abbas, Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Cuma günü sabah namazında Secde Suresi ile
insan Suresini okuduğunu nakletmiştir.
Tuhfe: 5613
1030'da tahrici
geçmişti ..